Simentaller Hakkında Bilgi

Anavatanı İsviçre olan bu ırk "Lekeli inek" (Fleckvieh) olarak adlandırılırken zamanla bu isim "Simental" olarak devam etmiştir. Kombine verimli (Et - Süt) bu ırk kuzey ve güney Amerika'da, Avustralya'da, birçok Avrupa ülkelerinde ve Afrika'da daha çok etçil yönünden dolayı tercih ediliyor.

Limuzin Sığırı Irkı - Limousin Cattle

Limuzin Fransa kökenli bir et ırkı sığır ırkıdır.Sakin yaratılışa sahip uyumlu hayvanlardır.Kırmızı renkli sığırlardır.Limuzin ineklerinde annelik iç güdüsü mükembeldir.Kaslı ve et tutma yeteneği yüksek etçi bir sığır türüdür.Limusin dana et yapısı yağsız,lifsiz ve yumuşaktır.Besi et randumanı çok iyidir.

Belçika Mavisi

Belçika mavisi sığırı,piedmontese sığırı gibi çift kas gen yapısına sahip etçi bir sığır çinsidir.Dünyada tanınmış bir besi sığırıdır.Belçika mavisi sığır ırkının ana vatanı Belçika ülkesidir.Belçika mavisi chrolais ve shorthorn sığırlarının kendi aralarında melezlenmesi sonucu ortaya çıkmıştır.1800'lü yıllardan başlayan bir çalışma 1950 yılında sonuçlanmıştır.Yaklaşık 150 yıllık bir çalışma sonucu belçika mavisi et sığırlarının genetik özelliği şekillenmiştir.1950 yılında belçika mavisi boğa spermalarıyla suni tohumlama çalışmaları başlamıştır..

Charolais (Şarole)

Şarole sığır çinsi,Fransa menşeyli bir bir sığır ırkıdır.Fransa'ya bağlı chrollas bölgesinin meşhur bir hayvanıdır.Et ırkı sığırlar arasında büyük bir üne sahiptir.

Hereford

Adını İngiltere'nin güneybatı bölgesindeki herefordshire vadisinden almıştır. 17 yy.'dan sonraları bu vadiden dünya'ya yayılmıştır. 19. yy itibari ile Kanada , ABD, Arjantin, Brezilya, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika ve Almanya gibi ülkelerde yetiştirilmiştir.

1 Aralık 2015 Salı

Tuzla’da 43 ton kaçak et yakalandı.

Tuzla İlçe Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, polis ekipleri, istihbarat üzerine Orhanlı Mahallesi'nde bulunan kiralık soğuk hava deposunda İlçe Tarım Müdürlüğü görevlileriyle arama yaptı.

Aramada, yurtdışından kaçak olarak getirilmiş, insan sağlığına zararlı 22 ton ve boşaltılmak için depo önüne çekilen TIR çerisinde 21 ton 100 kilogram vakumlanmış et ele geçirildi.

Canlı Hayvan ve Hayvansal Ürünlerin Nakliyeleri hakkında yönetmeliğin 21. maddesi gereğince ilgililer tarafından ibraz edilmesi gereken veteriner sağlık raporu, fatura, irsaliye veya herhangi bir resmi belge bulunmadığından, 43,1 ton ete İlçe Tarım Müdürlüğü görevlileri tarafından el konuldu.

Kaynak :Finansgundem

2 Eylül 2015 Çarşamba

Yeni moda ET PAHALI imajı

"Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği (TÜKETBİR) Başkanı Bülent Tunç, et fiyatlarının 20 gün içinde yaklaşık yüzde 10 düştüğünü ancak bu düşüşün raflara, dolayısıyla vatandaşlara hiçbir şekilde yansıtılmadığını savunarak, "Bölgesel olarak farklılık göstermekle 30-35 liradan aşağı kıyma, 45-50 liradan aşağı kuşbaşı yok" dedi."


Besicilerde et fiyatları 2 lira yükselince reyonlara en az 5 lira yansıtıldığını, tüketicinin gözünde "et pahalı" imajı oluşturulmaya çalışıldığını öne süren Tunç, fiyatların "sektörün cambazları" tarafından vatandaşın isyan etmesi için bilinçli yükseltildiğini vurguladı.
ARACI OLMAZSA ET UCUZLAR
Tunç, kırmızı et fiyatlarındaki dalgalanmaların ortadan kaldırılabilmesi ve vatandaşın ucuz et yiyebilmesi için aracıların kaldırılması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Tüm zahmeti üretici çekiyor, işin sefasını aracılar sürüyor. Üreticiyle tüketici arasındaki aracı sayısı ne kadar az olursa insanlar o kadar ucuz et yiyebilir. Ürünün üreticiden tüketiciye direkt ulaşması gerektiğini düşünüyoruz. Küçük üreticinin gözünün açılmaması bir araya gelememesi aracıların işine yarıyor, piyasayı istedikleri gibi şekillendirebiliyorlar."

Kaynak AA

12 Ağustos 2015 Çarşamba

"Bize bela okuyanlar bile var. 'Allah belanızı versin, gözünüze dizine dursun, haram olsun, 900 lira asgari ücret alıyorum' diyenler var. Bunun sebebi bizler değiliz. Bunun sebebi spekülatörlerdir, et ithalatını isteyenlerdir. Bazıları üreticimizi küstürmek ve ülkeyi ithalata bağımlı hale getirmeye çalışıyor



"Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Bülent Tunç, Kurban Bayramı öncesi et fiyatlarının bazı kesimlerin belirttiği gibi çok yükselmediğine dikkati çekerek, bu söylemlerin tamamen spekülatif olduğunu söyledi."

Tunç, bayram öncesi üreticiden çıkış et fiyatlarının aşırı yükseldiği iddialarının gerçek dışı olduğunu belirtti.

Piyasadaki söylentilere değinen Tunç, "Bugünlerde kırmızı et fiyatları sürekli gündemde tutuluyor ve çok yükselmiş gibi gösteriliyor. Bunlar, kurbanı fırsat bilerek et ithalatını isteyenlerin bir oyunu. Kurban Bayramı öncesi et fiyatları bazı kesimlerin belirttiği gibi çok yükselmedi. Bu söylemler tamamen spekülatif. 2010 yılında dana karkas kilogram kesim fiyatı 18,5 liraydı, bugün ise 25-26 lira arasında. Ülkemizde yüzde 7-8 enflasyonla bu rakamlara ulaşması çok doğal" dedi.

Tunç, üreticilerin "fırsatçı" şeklinde algılanması için bazı kesimlerin çaba gösterdiğine dikkati çekti.

Enflasyona göre 5 yılda yüzde 40'lık artışın çok normal olduğu değerlendirmesinde bulunan Tunç, şöyle devam etti:

"Son günlerde bizde 1-2 lira artarken, market ve kasaplarda tüketiciye satılan et 4-5 lira pahalandı. Kıyma 40, kuşbaşı ise 45-46 liradan satılıyor. İşin üreticiye fatura edilmesi bizi üzüyor. Bizdeki artış oranında kasaplarda artmadı, daha fazla yükseldi. Üretici fırsatçı, vurguncu değildir. Üretici ne tatil ne bayram bilir, üretmeye çalışır. Tarım ve hayvancılık ülkesiyiz, üretmeliyiz. Almanya gibi otomobil, ABD gibi cep telefonu markalarımız yok. Hayvancılık ülkesiyiz ve üretmek zorundayız. Fırsatçı, ahlaksız ticaret yapandır. Üreticiler biraz fazla kazanmak için ahlaksız ticaret yapmaz. Suçumuz üretmek midir? Ürettiğimiz için fırsatçı olarak gösterilmemiz doğru değil."

Et ithalatının fiyatların ucuzlaması anlamına gelmediğini anlatan Tunç, Türkiye'de oluşan fiyatların girdi maliyetlerinin yüksekliğinden kaynaklandığı bilgisini verdi. İthalatın çözüm olmadığını vurgulayan Tunç, üreticinin daha ucuza daha fazla üretmesinin sağlanması gerektiğini bildirdi.

"ET İTHALATININ ÖNÜNÜN AÇILMASI İSTENİYOR"

Bülent Tunç, üreticilerin fazla kar peşinde olmadığını ifade etti.

"Et 10 liraya satılsın sorun değil ama girdi maliyetlerimiz yüksek olmasın" diyen Tunç, büyük üreticilerin işine gelmeyince kapısına kilit vurduğunu dile getirdi.

Tunç, şunları kaydetti:

"Bugün hepsinin ahırları dolu. Fiyatlar düşünce piyasadan çekiliyorlar, şimdi ise fiyatlar yükselince ahırları doldurdular. Küçük üretici yaşamak için üretmek zorunda. Bu insanları korumalıyız. Piyasada üreticinin fırsatçı şekilde algılanması bizleri kırıyor. Bilinçli olarak belli kesim, böyle algı oluşturarak et ithalatının önünü açtırmak istiyor. Tamam getirilsin ama kasaplar ve marketlerin, kaç liradan satacağı nasıl belirlenecek. Vatandaş nasıl ucuza tüketecek?"

Tüketicilerden gelen maillere üzüldüğünü dile getiren Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bize bela okuyanlar bile var. 'Allah belanızı versin, gözünüze dizine dursun, haram olsun, 900 lira asgari ücret alıyorum' diyenler var. Bunun sebebi bizler değiliz. Bunun sebebi spekülatörlerdir, et ithalatını isteyenlerdir. Bazıları üreticimizi küstürmek ve ülkeyi ithalata bağımlı hale getirmeye çalışıyor. Ülke olarak, ürettiğimiz zaman varız. Küçük üreticinin üretmekten başka çaresi yok. Üretmese büyükşehirlere göç edecek tüketici olacak. Bilinçli yapılan bir oyun. Bu oyuna vatandaşı da çekerek, bir algı oluşturulmaya, et fiyatı çok pahalı gibi gösterilmeye çalışılıyor."

Karkas kesim fiyatlarının ortada olduğunu ifade eden Tunç, "Geçen yılla çok büyük bir fark yok. Geçen yıl ile bu yıl kurbanlık fiyatları arasında hiç fark oluşmaz. Kurban keseceklerin acele etmemesini istiyorum. Elimizdeki küçükbaş varlığı ciddi biçimde yeterli. Herkes küçükbaş kessin. Kurbanlık olabilecek 40 milyon küçükbaş hayvanımız var. 3 Kurban Bayramında hiç dana kesmesek koyun kessek yine de bize yeter ve fiyatlar da olduğu yerde kalır" ifadelerini kullandı.
"KURBANLIK FİYATLARI PAHALI DEĞİL"
Hayvancılığın yoğun yapıldığı Balıkesir'in Kasaplar Odası Başkanı Galip Sarıoğlu da kurbanlıkların söylendiği gibi pahalı olmadığını aktardı.

Ortak kesilecek bir dana için hisse başına bin 100 lira düştüğünü anlatan Sarıoğlu, "Kişi başına 25-30 kilogram et oluyor. Bu da kasaplardaki fiyatlardan düşük hatta hayvan fiyatları biraz da çekilmeye başladı. Üretici hayvanını kurbana saklayınca et fiyatları kasapta biraz yükseldi. Kurbanlık fiyatları geçen yılla aynı. Biz de fiyatlar artmasın istiyoruz yükseldikçe bizim işlerimiz de bozuluyor" ifadelerini kullandı.

"MERALAR GÜÇLENDİRİLMELİ"
Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Gıda Komisyonu Başkanı Can Demir ise her yıl Kurban Bayramı öncesi et fiyatlarının yükselmesine ilişkin aynı konunun gündeme geldiğini hatırlattı.

Türkiye'de yüzde 70'i çorak olan meralarla hayvancılık yapıldığını ve bunun da hazır yem kullanımını artırması nedeniyle maliyetleri yükselttiğini iddia eden Demir, yem harcamalarının mutlaka azaltılması, bunun için de meraya önem verilmesi gerektiğini belirtti.

Bir dönem koyun etinin, aynen yumurtada olduğu gibi vatandaşa kötü gösterildiğini öne süren Demir, Türk insanının koyun eti tüketimine yönlendirilmesi gerektiğini çünkü ülke toprak ve mera yapısının bu tür hayvancılığa uygun olduğunu dile getirdi.
Piyasada arz talep dengesinin olumsuz ilerlediği ve bu durumun ithalat isteyen spekülatörlerin işine yaradığını görüşünü savunan Demir, şöyle konuştu:

"Hayvancılıkla ilgili altyapıyı sağlam tutarsak kimse spekülasyon yapamaz. Bunun için hayvancılıkla teşvikleri doğru verirsek, meraları güçlendirirsek spekülasyon yapılması imkansız olur. Aile çiftçiliğinin desteklenmesi lazım. Dünya Tarım Örgütü, çiftçi ailelerine destek veriyor. Aile çiftçiliği ile uğraşan insanların ayakta kalması gerekiyor. Aile çiftçiliğini desteklemezsek, süt olmayınca dana olmuyor, dana olmayınca karkas olmuyor zinciri altında her yıl Kurban Bayramına az kala et fiyatlarının yükselmesini konuşur dururuz."

Demir, geçen yıl kurulan Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesinin et piyasasıyla ilgili harekete geçmesi gerektiğini sözlerine ekledi.


Kaynak: AA

11 Ağustos 2015 Salı

‘İthalatın fiyata bir etkisi olmaz’ “İthalatı yapacak olan Et ve Süt Kurumu piyasanın sadece yüzde 1’ine hakim!


İthal edilen et iki günde biter
Et fiyatındaki artışı ithalat da dizginleyemedi. “Fiyatları düşürür” umuduyla yapılacak 3 bin 200 tonluk ithalat Türkiye’nin iki günlük ihtiyacını karşılamıyor. İthal eti kendi dükkanlarında satacak olan Et ve Süt Kurumu’nun piyasadaki etkinliği ise yüzde 1 seviyesinde

Kırmızı etteki fiyat artışını dizginlemek amacıyla Et ve Süt Kurumu’nun (ESK) ithalata başlayacağını açıklamasından bu yana bir hafta geçmesine karşın fiyatlar düşmek bir yana artmaya devam etti. Marketlerde kıymanın fiyatı 40 liraya dayandı.
ESK Genel Müdürü Kasım Piral geçen hafta, ithalat yapılarak fiyatların yüzde 10 ucuzlayacağını açıkladıktan sonra, ithal etin gelmesini beklemeden dünden itibaren geçerli olmak üzere kendi mağazalarında satılan etlerin fiyatında yüzde 5 indirime gitti.
Ancak ESK’nın fiyatı düşürme çabaları, market ve kasap reyonlarındaki etiketleri etkilemedi. Perakende et piyasasında yüzde 1 pazar payına sahip olan ESK, fiyatları belirleme etkinliğini gösteremiyor. Kurumun kendine ait olmak üzere Ankara’da 4, Adana’da 3, Erzurum’da 2 ve Ağrı, Bingöl, Denizli, Diyarbakır, Sakarya, Van, Yozgat’ta birer tane mağazası bulunuyor. Kurum, çeşitli illerde ayrıca 56 tane de bayisiyle hizmet veriyor.
Spekülatör tınmadı
Türkiye’nin yıllık et tüketimi 1 milyon tonun üzerine çıktı. Günlük tüketim ortalama 2 bin 700 ton oldu. İthal edilecek 3 bin 200 tonluk et, iki günlük ihtiyaca karşılık geliyor.
2014’te kuru fasulye, 2015’te patates fiyatı anormal artınca ithalat gündeme gelmiş ve ithalata gerek kalmadan fiyatlar inmişti. Ancak bu kez ithalat olmasına karşın fiyatlar yerinden kıpırdamadı.
İbrahim Yetkin TZD Başkanı
‘İthalatın fiyata bir etkisi olmaz’
“İthalatı yapacak olan Et ve Süt Kurumu piyasanın sadece yüzde 1’ine hakim. Bu nedenle ESK’nın yapacağı 3 bin 200 tonluk ithalat 2 günlük ihtiyaca yetmez. Üstelik bunu kendi dükkanlarında satacak. Piyasadaki fiyatlar üzerinde hiçbir etkisi olmaz. Angus ithal edildiğinde de fiyatlar düşmemişti. Et ve Süt Kurumu (ESK) piyasayı regüle edecek güce sahip değil. Piyasanın normale dönmesi için yeterli üretim, devlet desteği ve ESK’nın güçlü bir kurum haline getirilmesi şart.”
Salih Fazlıoğlu Şahin Sucukları CEO’su
‘Spekülatör değil üretici zararda’
“Et ithalatını değil, et ihracatını konuşmamız gerekiyor. Et ithalatıyla, spekülatörlerin cezalandırıldığı söyleniyor ama sonuçta üretici zarar görüyor. Avrupa’dan aldığımız etin, Türkiye gümrük kapısına geldiğinde maliyeti 3.5 euro, fakat yüzde 20 kemik düştüğünüzde, yüzde 20 kalite farkı düştüğümüzde 5.5 euro gibi bir maliyeti oluyor. Ama Güney Amerika’dan gelen etlerin maliyeti aşağı yukarı 2.80 euro. Bir tarafta 5.5 euro var, diğer tarafta 2.80 euro var. Arada 2.70 euro fiyat farkı var.”
Şemsi Bayraktar TZOB Başkanı
‘Et üretimi beş yıldır artıyor’
“Fiyatları aşağı çekmenin yolu ithalat değil. Üretim maliyetleri düşürülemez, verimlilik artırılamazsa et fiyatları gerilemez. Kırmızı et üretimi 5 yıldır sürekli artıyor. Geçen yıl toplam kırmızı et üretimi 1 milyon tonu aştı. Bu yılın ilk 3 aylık döneminde de üretim, geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 13.8 artışla 210 bin 475 tona yükseldi. Üretim destekleri artarak sürerse, et ve süt piyasasında istikrar sağlanırsa, ithalatla üretici tedirgin edilmezse ette bir sorunumuz olmaz.” (Milliyet-Fehim Genç)
Kaynak Ulusal Tarım

5 Ağustos 2015 Çarşamba

‘Gizemli ihale’ haberine ‘gizemli’ açıklama!İHALEYİ ALAN FİRMALARA TATLI KAR BIRAKACAK

Et ve Süt Kurumu’nun (ESK) Avrupa Birliği ülkelerinden yapacağı 3 bin 750 tonluk dondurulmuş karkas sığır eti ithalatının ihalesine yönelik tartışmalar yeni bir boyut kazandı.
ESK’nın Avrupa Birliği ülkelerinden yapacağı 3 bin 750 tonluk dondurulmuş karkas sığır eti ithalatı ihalesini piyasadan gizli bir şekilde yapmasına yönelik tartışmalar giderek büyüyor. Milli Gazete’nin ‘Gizemli İhale’ başlıklı haberi üzerine resmi internet sayfası üzerinden bir açıklama yapan ESK, ihaleleri daha da gizemli hale getirdi.
ESK’nın söz konusu açıklamasını, ‘Gizemli İhale Haberine Gizemli Açıklama!’ başlığı ile haberleştiren gazete, şunları kaydetti:
“Kamuoyunda geniş yankı uyandıran ‘Gizemli et ithalatı ihalesi’ haberimize Et ve Süt Kurumu’ndan (ESK) ‘gizemli’ bir açıklama geldi. Haberimiz üzerine resmi internet sayfasından bir açıklama yapan ESK, Avrupa Birliği ülkelerinden yapılacak 3 bin 750 tonluk dondurulmuş karkas sığır eti ithalatı ihalesinin piyasadan neden gizli bir şekilde yapıldığını açıklayamadı. ESK’nın bu tavrı, yapılan ihaleleri daha gizemli hale getirdi.
GİZLİ İHALE İLE 3 BİN 750 TON ET İTHAL EDİLECEK
Gazetemizin önceki günkü ‘Gizemli İhale’ manşet haberi kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Türkiye’nin saygın kuruluşlarından olan Et ve Süt Kurumu’nun hiçbir duyuru yapmadan piyasadan gizli bir şekilde et ithalatı ihalesi yaptığı ortaya çıkmıştı. ESK, piyasadan gizli bir şekilde yaptığı ihalelerle Avrupa Birliği ülkelerinden toplam 3 bin 750 ton dondurulmuş karkas sığır eti ithalatı yapacak. 550 tonluk ihale geçtiğimiz Perşembe günü yapılırken, 3 bin 200 tonluk ihalede bugün yapılacak. Rekabetin oluşması için satacağı sakatatın bile duyurusunu yapan ESK’nın, bu ihaleleri hiçbir duyuru yapmadan gizli bir şekilde, çok az sayıda firmayı davet ederek gerçekleştirmesi dikkat çekmişti.
KAMUOYUNUN CEVABINI BEKLEDİĞİ SORULARIN HİÇ BİRİNE YANIT VERİLMEDİ
ESK’nın, haberimiz üzerine ‘Kamuoyuna Duyuru’ şeklinde yaptığı açıklamada, manşet haberimizde gündeme gelen ve kamuoyunun cevabını beklediği soruların hiç birine yanıt verilmedi. “Son aylarda artan et fiyatlarına bir müdahale görevi görmeyeceği halde bu ithalat neden yapılacak? Rekabetin oluşması için satılacak sakatatın bile duyurusu yapılırken bu ihalelerin neden duyurusu yapılmadı? Geçtiğimiz Perşembe günü yapılan ihaleye kaç tane firma davet edildi, bu firmalar kimler ve ihaleyi hangi firma kazandı? Bu hafta Çarşamba günü (bugün) yapılacak ihaleye kaç tane firma davet edildi? Ülke hayvancılığı ve et ihtiyacında; önceden kestirilemeyen, ani ve beklenmeyen veya idare tarafından önceden öngörülemeyen nasıl bir durum yaşandı ki Çarşamba günü yapılacak olan ihalenin, Kamu İhale Kanunu’nun 21’nci maddesinin ‘B’ bendine göre yapılmasına karar verildi?” sorularını görmezden gelen ESK, sadece “Kurumumuz dönem dönem çeşitli ihaleler gerçekleştirmekte olup, bazı basın yayın organlarında yer verilen, söz konusu ihalelerin mevzuata uygun olmadığına yönelik iddialar gerçeği yansıtmamaktadır” demekle yetindi.
MEVZUAT BAHANELİ SAVUNMA
Ancak bu açıklama ihalelere yönelik ‘gizemi’ daha da artırdı. Çünkü haberde ihalelerin mevzuata aykırı bir şekilde yapıldığı iddiası bulunmadığı halde ESK’nın, “ihalelerin mevzuata uygun olmadığına yönelik iddialar gerçeği yansıtmamaktadır” şeklinde cevap vererek ihaleler üzerinde oluşan soru işaretlerinin üzerini örtmeye çalışması dikkat çekti.
MEVZUATA UYGUN OLMASI EL ALTINDAN YAPILMASINI MEŞRULAŞTIRMIYOR
ESK, ilk ihaleyi iç mevzuatına, bugünkü ihaleyi de Kamu İhale Kanunu’nun 21’nci maddesinin ‘B’ bendine göre gerçekleştirecek. Ancak bu ihalelerin mevzuata uygun bir şekilde yapılması, ihalelerin el altından, gizli bir şekilde yapılmasını meşrulaştırmıyor.
ESK BİLE SEKTÖRDEN HABERSİZSE VATANDAŞ NE YAPACAK?
Diğer yandan bugün yapılacak 3 bin 200 tonluk ihalenin, Kamu İhale Kanunu’nun sadece olağanüstü durumlar için geçerli olan 21’nci maddesinin ‘B’ bendine göre yapılıyor olması bu ihaleyi tartışmalı hale getirirken, sektörde de büyük bir skandalın yaşandığını gösteriyor. Çünkü sektörü düzenleyici bir kurum olan ESK’nın, et piyasasında, önceden kestiremediği, ani ve beklenmeyen veya önceden öngöremediği nasıl bir durum yaşandı ki ihale, Kamu İhale Kanunu’nun 21’nci maddesinin ‘B’ bendine göre yapılıyor? Türkiye et piyasasında ESK’nın bile öngöremedi veya kestiremediği gelişmeler yaşanıyorsa o zaman artan et fiyatları karşısında üretici ve tüketici ne yapacak? Kamuya karşı sorumluluğu bulunan ESK’nın bunların cevabını vermesi gerekmiyor mu?
İHALEYİ ALAN FİRMALARA TATLI KAR BIRAKACAK
Öte yandan Avrupa Birliği ülkelerinden yapılacak et ithalatı, ESK’nın iki ihalesini kazanan firmalara tatlı karlar bırakacak. Sektör temsilcileri, firmaların yapacakları her 1 kg etten asgari 50 cent kar edeceklerine dikkat çekerken, bu ithalat sonucunda ihaleyi alan firmaların 5.6 milyon lira kar edecekleri belirtiliyor.
http://www.tarimdanhaber.com/

28 Temmuz 2015 Salı

Yine bayram öncesi, yine ithalat ve fiyat kavgası!


"Et fiyatları yüzde 30 zamlanacak"
Ette, Kurban Bayramı öncesi fiyat, ithalat tartışması yine alevlendi. Besilik hayvan ithalatı devam etmesine karşın, fiyatlar yükselişini sürdürüyor. Sektör temsilcileri daha da tırmanacağı görüşünde. Adana Kasaplar Odası Başkanı Murat Yağmur’un tahminine göre bayram öncesinde canlı hayvan fiyatları yüzde 30 artacak. Yağmur, “Yılbaşına kadar kuzu etinin kilosu 60 TL, dana etinin kilosu ise 50 TL olur” dedi. Et ve Süt Kurumu (ESK), bayram öncesi fiyat hareketliliği üzerine harekete geçti. Hem fiyat kontrolü hem de piyasa regülasyonu için oluşturduğu iki ekibi araştırma yapmak üzere ithalat izni olan Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ne gönderdi.
Yerli besici ithalata karşı. Sektörden yetkililer kurbanlık hayvan konusunda sıkıntı olmamakla birlikte, mevcut hayvan sayısının talebini karşılayamaması nedeniyle fiyatların tırmanacağı görüşünde. Tarım Bakanlığı’nın açıklamasına göre yeterli sayıda hayvan var, sıkıntı yok. Sektör ise aynı görüşte değil. “Et fiyatlarındaki yükselişin nedeni hayvan sayısının yetersizliği” deniliyor. Bir de öneri getiriliyor: Vatandaş kurban tercihini küçükbaş hayvandan yana yapsın. Kısa vadede yetersizliği ithalat önleyebilir ancak herkes hemfikir; uzun dönemde çözüm besilik hayvan ithalatı ve damızlık çiftliklerinin kurulmasının teşviki. 
6 ayda yüzde 30 arttı 
DÜNYA’ya değerlendirmede bulunan Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (ETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bılıkçı, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye’deki hayvan sayısı yurtiçi talebi karşılamıyor. İthalat da iç piyasayı tatmin etmiyor. Bu yüzden de et fiyatları son 6 ayda %30’a yakın arttı. Tarım Bakanlığı, Ekim 2014’te sözleşmeli besicilik kapsamında fiyat istikrarı için elinde belgesi olan firmalara elindeki hayvan sayısı kadar ithalat izni verdi. Bu ithalatı geciktirdi. Sonradan kapasitesi kadar ithal yetkisi verildi. Bu değişiklikte geç kalındı. İthalat da başladı. İlk 6 ayda 40 bin baş hayvan ithalatı yapıldı, son 4 ayda bu sayı 120 bine yükseldi. Türkiye’de 2 milyon 300 bin hayvan olduğu söyleniyor. Her ay 40- 50 bin besilik hayvana ihtiyaç var ki bu yılda 500-600 bin hayvana denk geliyor. Bu açığın kapatılması gerekiyor. Geç kalınca et fiyatları bu seviyeye geldi. Yanlışlık bakanlığın hayvan sayısı verilerinden kaynaklanıyor. Bakanlık ‘yeterli hayvan var’ diyor, biz ‘yok’ diyoruz. Bu konuda sektör temsilcileri haklı çıktı. 15-20 günde fiyatlar yüzde 15-20 arttı. Bazı besiciler de bunu bildiği için fiyatları yükseltti. Bize göre et fiyatları %20 yüksek. Bu oranın aşağı gelmesi lazım. En etkili yolu karkas et ithalatıdır.” 

Karkas et ithalatı açılsın 
Türkiye’de et ihtiyacının %80’inin dana, %20’sinin küçükbaştan karşılandığını, küçükbaş sayısının 30 milyon seviyesinde olmasına karşın büyükbaş açığını kapatmaya yetmediğini belirten ETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bılıkçı, “Kurban için yeteri hayvan var ancak fiyatlar yüksek. Ne kadar kesilecek bilinmiyor. Vatandaşı küçükbaşa yönlendirmek gerekir. Denge için karkas et ithalatının açılmasını talep ediyoruz. İhtiyacı belirleyip, fiyat dengesini bozmadan ithalat yapılsın. Örneğin geçmişte iç piyasada et 10 lira iken yurtdışından 5 liraya ithal edildi. Bu önlensin ama 9 liraya gelsin” diye konuştu. 
“Fiyatları daha da tırmanacak” 
Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ da et fiyatlarının daha da tırmanacağı görüşünde. Besilik ithalatının zorunlu olduğunu, damızlıktan sağlanan danaların Türkiye’nin ihtiyacını karşılamadığını ifade eden Yalçındağ, şöyle konuştu: “Her yıl belirli miktarda besi materyali takviyesine ihtiyacımız var. Bu yapılmazsa 2010’daki gibi et ithalatına gelip dayanır. Bunu istemiyoruz. Bunun kapatılması hataydı. Bugün gelen dananın bugüne faydası yok. 6 ay sonrasına faydası var. Fiyat beklentisi içinde hayvan elde tutuluyor. Ham dana fiyatı, hem et fiyatı yükseliyor. Kısır döngü! Keşke Bakanlık bize inansaydı. 2 milyon 400 bin dana var. 600 bin ton et var Türkiye’nin elinde. İhtiyaç 1.5 milyon tondan aşağı değil. Dana para edecek diye vatandaş 50-60 liradan et mi yiyecek? Küçükbaşın payı artırılsın istiyoruz. Besilik hayvan ithalatı sürsün. Bunda utanılacak durum yok. Et ithalatı daha mı doğru? Biz et ithalatına karşıyız. Felaket olur. Kazananı yok. Hayvan, yem, yonca, silaj... Dolayısıyla etin maliyeti yükseliyor. İleriye dönük iyi plan ve projeler yapıp besiciliği doğru yapmamız gerekiyor. Yaptığımız fason üreticilik.” 
"ESK piyasayı regüle etmeli" 
Kurban Bayramı için sıkıntı olmayacağını ancak fiyatların yüksek olacağını ifade eden Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, “Her Kurbanda 800-850 bin hayvan kesiliyor. Damızlıkların üçte biri. Et ve Süt Kurumu et alıp satmak yerine, piyasayı regüle etmeli. Bu kurumun hayvancılığa yön vermesi, bugünleri en az 6 ay önceden görmesi lazım. Görmüyorsa, demek ki görmeyenleri görevlendiriyoruz” diye konuştu.


Kırmızı et üretimi ilk kez geçen yıl milyon tonu geçti
Türkiye’nin et üretimi artıyor. 2005 - 2010 arasında üretim iki kat artarak 409 bin tondan 788 bin 718 tona çıktı. 2011 yılında 0.5 oranında düşüş gerçekleşti 2012 yılında, yıl bazında yüzde 17.9’la yüksek bir artış gerçekleşti. 2013’te yine yüzde 8.8’lik artış oldu. 2014 yılında Türkiye’nin kırmızı et üretimindeki artış hız kesti ve yıl bazında artış yüzde 1.2’de kaldı. 2014 yılında Türkiye’nin kırmızı et üretimi tarihinde ilk kez 1 milyon tonu geçti. Bu yılın ilk çeyreğinde ise kırmızı et üretimi yüzde 13.8 oranında arttı.
"Et fiyatları yüzde 30 zamlanacak"
Adana Kasaplar Odası Başkanı Murat Yağmur, et fiyatlarının yükselmeye devam edeceğini açıkladı. Kurban Bayramı öncesinde canlı hayvan fiyatlarının ortalama yüzde 30 artacağını ileri süren Yağmur, yılbaşına kadar koyun etinin kilosu 60 TL, dana etinin kilosunun ise 50 TL olacağını söyledi. Son yıllarda yetiştiriciliğin holdinglerin eline geçtiğini ve Türkiye’de et fiyatlarını holdinglerin belirlediğini söyleyen Murat Yağmur, hükümetin hayvan yetiştiriciliği konusunda acil eylem planı oluşturması gerektiğini kaydetti. Aksi halde et fiyatlarındaki yükselmenin devam edeceğini belirten Murat Yağmur, “Önceden Adana’da ortalama 150 besici vardı. Ama şimdi Adana’da bu işi 5-6 tane büyük holding yapıyor. Küçük besiciler olmadığı için et piyasasını belirleyen büyük holdingler yılbaşına kadar koyun etinin kilosunu 60 TL, dana etinin kilosunu ise 50 TL’ye çıkartacak. Bu konuya Adana Kasaplar Odası olarak 6 ay önce de dikkat çekmiştik, şu anda dana etinin kilosu 40 TL’yi, koyun etinin kilosu ise 35 TL’yi geçti” dedi. Kurban Bayramı öncesinde yine bilindik manzaraların ortaya çıkacağını ve başta Suriye olmak üzere İran ve Irak’tan getirilen hastalıklı koyunların 200-300 TL’ye satılacağını savunan Yağmur, devletin şimdiden bu konuda önlem almasını istedi.


Kaynak: Dünya

29 Haziran 2015 Pazartesi

İhracatçı iken, ithalatçı olduk..

BESİCİLİK SOS VERİYOR
Son 5 yılda yem fiyatlarının yüzde 100'e yakın oranda artması, kaçak girişler ve ithalatın önlenemez yükselişi besicilere kepenk  kapattırıyor. Gaziantep'te 600 olan besici sayısı 380'e indi. Günde 10 bin canlı hayvan ihracatı  gerçekleştirilirken, şimdi ise günde 10 bin hayvan ithal ediliyor
CANLI HAYVAN MERKEZİYDİK
Gaziantep Et ve Süt Üreticileri Derneği Başkanı Mevlüt Polat, canlı hayvan ihracatında büyük sıkıntılar olduğunu söyledi. Gaziantep'in yıllar önce canlı hayvan merkezi olduğuna dikkat çeken Polat, "Bugün gelinen nokta ise içler acısı. Eskiden günde 10 bin hayvan ihraç ederdik. Bugün ise günde 10 bin hayvan ithal ediliyor. İhracatçı iken, ithalatçı olduk. Besiciler olarak canlı hayvan ihracatında çok önlerdeydik. Ancak şu anda canlı hayvanı ithal ediyoruz. Uygulanan yanlış politikaların eseri" diye konuştu.
YÜZDE SO'SI TERK VERDİ
Polat, Gaziantep'te 600 besici varken, bu sayının 380'e indiğini açıkladı. Besicilerin ya başka illere gittiğini ya da iş terki verdiğini belirten Polat, "Gaziantep'te gerçekten çok iyi bir potansiyel vardı. Ancak besicilerimiz para kazanamayınca çareyi iş terki vermekte buldu. Samanı dahi ithal eder olduk. Gaziantep ve bölgemiz tam bir canlı hayvan merkezi idi. Ancak bu özelliğini kaybetti, Biran önce yeni politikalar üretilmeli ve Gaziantep eski günlerine geri dönmeli" seklinde konuştu.
İHRACATIN YÜZDE 6'SI HAYVANCILIKTI
Gaziantep Organize Besi Bölgesi esnafı da ithalattan şikayetçi. Eski günlerini mumla aradıklarını savunan besiciler, "Besicileri bitirme noktasına getirdiler. Bugün canlı hayvanı ithal eden bir ülke oldu. Gaziantep bir zamanlar ihracatın merkezi idi, Şu anda ise ithalatın merkezi olduk, Bizim ihraç ettiğimiz canlı hayvanlar ülkenin ihracat rakamlarının yüzde 6'sını oluşturuyordu, Bu gerçekten vahim bir tablo. Yeni gelecek hükümet yeni bir hayvancılık ve tarım politikası geliştirmeli. Yoksa mevcut besiciler de gider ve her şeyiyle dışa bağımlı bir ülke oluruz" dediler.  (OKAN ÇELİK)


Gelen İthal Hayvanların kesim ağırlığına yetişmeyeceği düşüncesindeyiz,.

HAYVANCILIKTA KESİM AĞIRLIĞI KAYGISI BAŞLADI
Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Ilgaz, "Ramazan ayı, turizm sezonu ve Kurban Bayramı düşünüldüğünde yurt dışından getirilecek hayvanların kesim ağırlığına yetişmeyeceği kaygısını taşımaktayız" dedi.
Ilgaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hayvancılık sektöründe istikrarın oluşturulması ve korunmasının önemini vurguladı.
Sektörde kayıt dışı üretime dikkati çeken Ilgaz, "Türkiye, geçmiş dönemlerde AB'nin ihracat yaptığı en büyük pazar ülke konumuna gelmişti. Doğru tarım politikalarının oluşturulması ve uygulanabilmesi için sağlıklı veriye sahip olunması gerekmektedir ve bu noktada kayıt dışılık en önemli engeldir. 2014 yılı içerisinde ülkemizde yaşanan kırmızı et üretim ve tüketimindeki dengesizlik, bu sebeple oluşan fiyat istikrarsızlığını önlemeye dönük olarak uzun süredir dile getirdiğimiz besilik hayvan arzının yetersizliği sorununa çözüm olarak besilik hayvan ithalatının önünü açmıştır" diye konuştu.
"Hayvanların kesim ağırlığına yetişmeyeceği düşüncesindeyiz"
İthalatın koşullu olmasından dolayı ihtiyaca cevap verebilecek miktarda besilik hayvan getirilemediğini öne süren Ilgaz, "İthalat açıldıktan sonra 2014 yılının son çeyreğinde 17 bin, 2015 yılı ilk 4 ayında ise yaklaşık 70 bin baş hayvan girişi olmuştur. Buna karşın Türkiye'nin dönemsel ihtiyacı 250 bin ile 400 bin civarıdır. Dolayısıyla ramazan ayı, turizm sezonu ve Kurban Bayramı düşünüldüğünde yurt dışından getirilecek hayvanların kesim ağırlığına yetişmeyeceği kaygısını taşımaktayız. Bugüne kadar gelen ve gelebilecek miktarın yeterli olmayacağı, son gelen ve getirilecek hayvanların kesim ağırlığına yetişmeyeceği düşüncesindeyiz" ifadelerini kullandı.
"Yeterli olamayacağı kaygısını taşıyoruz"
"İlk besilik danalar ekim ayından itibaren gelmeye başlamıştır" diyen Ilgaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bakanlığımızın, besilik dana ithalatı ile ilgili uygulamalarını, kırmızı et arzının artırılmasına ve kırmızı et fiyatının daha fazla yükselmesinin önlenmesine yönelik olduğundan dolayı olumlu karşılamakla beraber, harekete geçmekte geç kalındığından dolayı içinde bulunduğumuz zaman dilimine etkisinin yeterli olamayacağı kaygısını taşıyoruz. Kırmızı et arzının artırılması için uzun dönemli politikaların ortaya konması ve uygulanmasının gerekliliği yönündeki düşüncemizi de muhafaza ediyoruz."
Ilgaz, ithalatla ilgili yayınlanan uygulama talimatında "besicilerin kendi çiftliklerinde yer alan yerli besi hayvanının yüzde 40'ı kadar ithalat yapabilir" dendiğini aktararak, "Daha sonra açıklanan yeni bir talimat ile sözleşmeli üretim modeli kapsamında, kırmızı et üreten, parçalayan veya işleyen kişilerle sözleşme yapan besicilere ellerindeki yerli besi hayvanı sayısı kadar ithalat yapabilme hakkı ve son olarak da Et ve Süt Kurumu ile sözleşme yapan besicilerin kapasitelerini dolduracak kadar besilik hayvan ithalatı yapabilmelerine izin verilmiştir. Ancak ilk açılan ithalat koşullu olduğundan ihtiyaca cevap verebilecek miktarda besilik hayvan getirilememiştir" değerlendirmesinde bulundu.
Besilik hayvan ithalatı için izin verilen hayvanların 300 kilogramın altında olması gerektiğini belirten Ilgaz, "Bu kapsamda getirilen besilik danalar kesim ağırlığına (500-550 kilogram) gelene kadar besiye alınmakta ve besi süresi yaklaşık 200-250 gün sürmektedir. Bu süre 5-6 aylık bir periyodu kapsamakta olduğundan ihtiyacımız olan bu dönemde henüz hayvanlar kesim ağırlığına ulaşmamış olduğu için kesilemeyeceklerdir" diye konuştu.

Kaynak tusedad.org
 

26 Haziran 2015 Cuma

Ramazanda Et Tüketimi Düştü..



Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (ETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bılıkçı, kırmızı ette son bir yılda yüzde 30'a varan artış nedeniyle geçen seneye göre bu ramazan ayında et tüketiminin yarı yarıya azaldığını söyledi. 

Kırmızı et tüketimine ilişkin Bılıkçı, bu ramazan ayında kırmızı ete zam yapılmadığının altını çizerek, fiyatlarda artış yaşanmadığını söyledi. 

Ramazan ayında kırmızı et tüketiminin istediklerini gibi olmadığını dile getiren Bılıkçı, "Geçen yılın ramazan ayına göre kırmızı et tüketiminde yüzde 50 düşüş var. Bu çok ciddi bir rakam. Bunun sebebi et fiyatlarının geçen yıldan bu yana önemli oranda artması" diye konuştu. 

Bılıkçı, et fiyatlarının TÜİK verilerine göre son bir yılda yüzde 28 arttığını kaydederek, "Aslında etin fiyatı perakendede yüzde 18 artmış. Üreticiden satıcıya  gelişte ise yüzde 28 yükselmiş. Yani burada perakendeci, halka ulaştıran kişi olarak  zammın hepsini yansıtmamış" ifadelerini kullandı. 

Et fiyatlarının düşmesi için süt tüketiminin artması gerektiğini vurgulayan Bılıkçı, bunun artması halinde besilik hayvan sayısının artacağını kaydetti. Bılıkçı, etçi ırka sahip hayvanlara önem verilmesinin şart olduğunu, damızlık şirketinin kurulmasıyla da etçil hayvanların sayısının artmasının sağlanabileceğini söyledi. 

"Etçi Hayvan Sayısı Artmalı" 
Bılıkçı, Türkiye'de ağırlıklı olarak sütçü diye tabir edilen "holştayn" cinsi hayvanların bulunduğu bilgisini vererek, bu hayvanlara angus, simental, şarola, limuzin gibi et verimi daha yüksek olan hayvanların tohumlamasının yapılması gerektiğini bildirdi. 

Mustafa Bılıkçı, "Bu uygulamaya yöneliş olursa daha az hayvan besleyip daha fazla et alırız. İşletmelerin et kalitesi yükselir, şirketler çok kar sağlar, vatandaş daha ucuz et yer" dedi ve şöyle devam etti: " Et verimi daha yüksek olacağı için bu hayvanlar sütçü ırklarla aynı oranda yem yese de daha hızlı kilo alacaklar. Türkiye'de  fazla mera yok. Hayvanlar genelde yem ile besleniyor. Yem fiyatlarının düşük olmadığını biliyoruz. Dolayısıyla bunlar et fiyatlarının yükselmesine neden oluyor" 

Etçi özelliğiyle öne çıkan hayvanlara önem verilmesinin yanı sıra "damızlık hayvan üreten çiftliklerin sayısının" artması gerektiğinin altını çizen Bılıkçı, Türkiye'de besilik hayvan ihtiyacının bulunduğunu, küçük danalara duyulan ihtiyacın ise ithalatla giderilmeye çalışıldığını söyledi. 

"Süt Tüketimi Artarsa Besi Sayısı Artar,  Et Fiyatı Düşer" 
Bılıkçı, "Hayvan yetmiyor. Damızlık hayvan sayısı artsın ki danalar da artsın. Etçi ırklara yönelmeliyiz ve süt tüketimini artırmalıyız. Süt ihracatı çok önemli. Bunlar olursa Türkiye'deki etçi hayvan sayısı artar, fiyatlar aşağı düşer ve halkımız rahatlıkla  kırmızı et yer. Fiyatlar arttıkça kırmızı et tüketimi doğal olarak azalıyor" ifadelerini kullandı. 

Dana ithalatı uygulamasını beğendiğini dile getiren Bılıkçı, ancak bunun kalıcı bir çözüm olmadığını aktardı.  
Bılıkçı, şöyle devam etti:  "Bunu da yapmasak et fiyatı daha fazla yükselecek. Şu anda bir kilo etin fiyatının yüzde 30'unu yem, yüzde 70'ini besilik hayvan belirliyor. Besilik hayvan fiyatı arttığı sürece et fiyatı da artar. Son bir yılda yem fiyatları yüzde 5-10 arası arttı. Besilik hayvan fiyatında yüzde 60 düzeylerinde bir artış var.Bunun sebebi Türkiye'de yeteri miktarda hayvan sayısının olmaması. Bu artışlarda en fazla parayı besiciler kazandı. Ne sanayici ne başkası böyle kazanç elde etmedi.  Besilik hayvanı doğurtan sütçüler kazandı. Son bir yılda et fiyatları toptan satışlarda yüzde 28, perakende de ise yüzde 18 arttı. Ramazan ayında zam olmasa da son bir yıldaki artışlar vatandaşın et tüketimini ciddi şekilde etkiledi." 

"Türkiye'de Et Tüketimi Düşük" 
Bılıkçı, dünyada her geçen gün et tüketiminin arttığını belirterek, kırmızı etin yerini ne tavuğun ne de balığın tuttuğunu söyledi.  

Türkiye'de kişi başı et tüketiminin yıllık 13 kilogram ile çok düşük olduğunu dile getiren Bılıkçı, bu rakamın Avrupa'da 36, Amerika'da 65 olduğunu aktardı. 

Bılıkçı, "Gelişme çağındaki gençlerimizin zeka gelişimini olumlu yönde etkileyen en önemli faktör kırmızı et. Bunun tüketimini artırmalıyız" dedi. 

Uzmanlara göre bir kişinin günde en az 100 gram kırmızı et tüketmesi gerektiğini belirten Bılıkçı, geleceğe umutla baktıklarını, sektörü büyütmek için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini sözlerine ekledi. 

Kaynak: AA

Et lobisine ağır itham


TZOB Genel Başkanı et lobisine yüklendi. “Üretim batacak umurlarında değil” dedi.

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, et lobine ağır ithamda bulundu. Bayraktar, “İthalat politikaları sonucunda ülkede maliyetler yükselecek, süt fiyatları düşecek, üretim batacak, tarımda dış ticaret dengeleri bozulacak umurlarında değildir” dedi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar 26’ncı Olağan Genel Kurulu’nun ikinci gününde konuştu.
Bayraktar, Başbakan Davutoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu ve Tarım Bakanı Mehdi Eker’in de katılım sağladığı genel kurul toplantısında et lobisini uyararak şunları kaydetti: Yeri gelmişken, ette ithalat lobilerini de uyarmak istiyorum. Benim çiftçimin, benim üreticimin en büyük korkusu ithalattır. Geçmişte ithalat, büyük zararlara neden oldu. İthal et lobileri, tatlı para kazanmak uğruna, politika belirleyicileri zorlarlar. Onlar üreticinin sorunuyla ilgilenmezler. Üreticimizin maliyeti nedir diye düşünmezler. Ellerinden gelse 78 milyonluk ülke nüfusunu, 37 milyon turisti, yabancı çiftçilerin ürettiği ürünlerle doyurmak isterler. İthalat politikaları sonucunda ülkede maliyetler yükselecek, süt fiyatları düşecek, üretim batacak, tarımda dış ticaret dengeleri bozulacak umurlarında değildir. Tek amaçları, tek dertleri vardır. O da para kazanmak. Para kazanmak uğruna, başka ülkelerin çiftçilerini finansa ederler. Ancak kendi ülkelerini, kendi çiftçilerini düşünmezler. Üretimin bu ülke için önemini bilmezler. Çiftçimiz üzerinden sadece para kazanmak amacıyla oynanacak bu oyunları bozmak için, bugüne kadar verdiğimiz mücadele, bundan sonra da devam edecek. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın” dedi.
HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SON YILLARDA GELİŞTİ
Bayraktar konuşasını söyle sürdürdü, “Geçen yıl bitkisel üretimimizi sıkıntıya sokan doğal afetlerden, Allaha şükür ki hayvancılığımız çok fazla etkilenmedi. Hayvancılık sektörümüzün gelişiminde şüphesiz son yıllarda önemli bir düzeye ulaşan hayvancılık destekleri çok etkili oldu. Toplam tarım destekleri içinde hayvancılığa verilen desteklerin oranı yüzde 4,5’den yüzde 30’a çıktı.
Toplam büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı, son 4 yılda yüzde 36 artışla 56,1 milyon başa yükseldi.
Kırmızı et üretimimiz de artmaya devam ediyor. 2010’da 781 bin ton olan toplam kırmızı et üretimi, 2014 yılında 1 milyon ton sınırını aştı.
Tüketicinin makul fiyatlarla et yemesinin tek yolu, bazı lobilerin öne sürdüğü gibi ithalat değil, üreticimizin maliyetlerinin düşürülmesidir. Maliyet aşağı çekildiğinde et fiyatları gerileyecektir.”
Bu lobilere bir Hadisi Şerifi de hatırlatmak istediğini belirten Bayraktar, “Gerçek zenginlik mal mülk zenginliği değil, gönül zenginliğidir” Hadisi Şerifini söyleyerek, “ Yani zengin, malı mülkü olana değil, gönlü zengin olana denir. Allah bu ülkede gönlü zengin olanların eksikliğini göstermesin.
ET VE SÜT KURUMU OLMAZSA OLMAZDIR
Şu konuya da özellikle dikkati çekmek isterim ki süt fiyatlarında istikrar sağlanmadığı sürece, Türkiye’nin et sorunu olacaktır.
Sürdürülebilir hayvancılık politikası için piyasada istikrarın sağlanması çok önemlidir. İstikrar için bir müdahale kurumuna ihtiyaç vardı. Bunu hükümetimizden talep ettik. Talebimiz üzerine et ve süt hayvancılığının gelişmesi için hayati bir göreve haiz olan bu kurumun oluşturulması fevkalade olumludur. Bu kurumun oluşturulmasında Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanımız başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.
Artık sektörde sömürü düzenine son vermek, süt hayvanlarının kesime gitmesini önlemek, oluşan gelirden kazan kazan politikası ile sektördeki herkesimin kazanmasını istiyorsak, Et ve Süt Kurumu olmazsa olmazdır.
Hayvancılıkta kanatlı sektörümüz yüz akı olmaya devam ediyor. Kümes hayvanı sayısı 300 milyona yaklaştı. Yumurta üretimi, 17 milyarı aştı. Kanatlı eti üretimi, 2 milyon tona yaklaştı. Kanatlı sektörü ihracatı 1 milyar doların üzerine çıktı” dedi.
kaynak:hayvancilikhaber.com

24 Haziran 2015 Çarşamba

BESİCİLİK NASIL YAPILIR, BESİCİLİĞİN PÜF NOKTALARI


Sığır besiciliği, sığırların et verimini artırmak için besi sığırcılığı yapılır. Bilgili bir besicilik ile, hayvana yedirilen yem kaliteli ve ucuz ete çevrilir. Besicilikte hayvanın ırkı, yaşı, cinsiyeti, sağlığı ve görünüşü önemlidir. Besicilikte yemin ucuza mal edilmesi gerekir. Az zamanda çok et almak besicinin hedefidir. Öyleyse besiciliği anlatılacak kurallara uygun olarak yapmak...
 gerekiyor. Besicilik yapacak olanlar.


BESİCİLİK NASIL YAPILIR: SIĞIR BESİCİLİĞİ
Sığırların et verimini artırmak için besi sığırcılığı yapılır. Bilgili bir besicilik ile, hayvana yedirilen yem kaliteli ve ucuz ete çevrilir. Besicilikte hayvanın ırkı, yaşı, cinsiyeti, sağlığı ve görünüşü önemlidir.

Besicilikte yemin ucuza mal edilmesi gerekir. Az zamanda çok et almak besicinin hedefidir. Öyleyse besiciliği anlatılacak kurallara uygun olarak yapmak gerekiyor. Besicilik yapacak olanlar bu bölümü çok iyi okumalı..



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: İşte besiciliğin püf noktaları:


BESİCİLİK NASIL YAPILIR: YERLİ IRKLAR YÜZ GÜLDÜRMÜYOR
Evet, yerli ırklarımız besicilikte pek fazla kâr getirmiyor. Bizim yerli ırklarımızın iyi besi kabiliyeti yok. Yani ne kadar iyi beslesek de canlı ağırlık artışı düşük oluyor. Ancak, yerli ırk sığırlarımızı kültür ırklarıyla melezlersek çok iyi sonuçlar alıyoruz.

Mesela bir yerli ırkın günlük canlı ağırlık artışı ortalaması 650 gram iken, melez bir sığırın günlük canlı ağırlık artışı, ortalama 1100-1200 grama çıkabiliyor.



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: SIĞIRLAR NEREDE BESLENİR?
Besiye alınan sığırlar ya kapalı ahırlarda veya etrafı uygun şekilde çevrili açıkta beslenir ya da meradan yararlanarak besi yapılır. Bunlar bir arada da uygulanabilir.



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: BARINAĞIMIZ NASIL OLSUN?

Besiciliği yapacağımız bölgenin iklim özelliklerine göre uygun bir barınağımız olmalı. Tabii barınak büyüklüğü de besleyeceğimiz hayvan sayısına, ahırların ölçüsüne ve yapım tekniğine uygun olmalı. Kapalı sistem, açık sistem veya yarı açık sistemlerden biri bölgenin iklim şartları da göz önüne alınarak tercih edilmelidir.



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: HANGİ HAYVANLARI BESİYE ALALIM?


Besiye alınacak hayvanların seçimi:



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: 1. Irk:
Yerli ırkların besi kabiliyeti kültür ırklarına göre düşüktür. Buna karşılık yerli ırklar uygun zaman ve oranda beslendiklerinde karlı olabilir. Ayrıca, Şarole gibi etçi ırklar ile Holstein (Avrupa menşeli), İsviçre Esmeri gibi ırkların melezlenmesinden elde edilen yavruların et tutma kabiliyetleri daha yüksektir.



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: 2. Yaş:
Genç hayvanlar yaşlılara göre daha iyi besi tutarlar. Kültür ırkları; 1-1.5 yaşında, yerli ırklar 2 yaşında besiye alınmalıdır.



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: 3. Cinsiyet:
Erkek hayvanlar, enenmiş ve dişi hayvanlara göre daha iyi beslenirler.



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: 4. Kondisyon:
Genellikle derin, geniş, uzun gövdeli, kısa boyunlu, küçük başlı, geniş ve düz sırtlı ve uzun sağrılı hayvanlar besi için uygundur. Buna karşılık, hastalık dışındaki sebeplerden dolayı zayıf kalmış hayvanlar da besi için tercih edilebilir. Çünkü zayıflar, besililere göre daha fazla canlı ağırlık artışı sağladığı gibi, daha ucuza alınabilmesinden dolayı ekonomik de olmaktadır.


Besiye alacağımız hayvanların ırk, yaş, cinsiyet ve ağırlık yönünden aynı özellikte olması yapacağımız beside bize kolaylıklar sağlar.

Hayvanın kesime gideceği tarih, bulunduğu bölgedeki hastalıklar, nakil ve satın alındıktan sonra mevcut hayvanlardan ayrı bir yerde tecrit edilmesi, iç ve dış parazit mücadelesi, aşılama ve koruyucu tedavilere de önem verilmelidir. Bu işler için bir veteriner hekime baş vurulmalıdır.

Yukarıda bahsettik. Yerli hayvanlarımızın beside et tutma, yani canlı ağırlık artış kabiliyeti düşük, bunları siz de biliyorsunuz. Öyleyse besiye alacağımız hayvanları seçerken bazı özelliklere dikkat etmeliyiz.

Öncelikle iyi besiye gelen kültür veya melez ırklardan genç, dişleri sağlam, sağlıklı, derisi ince, parlak ve erkek hayvanları seçmeliyiz. Bunları alırken aşıları yapıldıysa aşı belgesi istenmeli, yapılmadıysa hemen aşıları yaptırılmalıdır.



Ahırımıza sonradan koyacağımız hayvanları 7-10 gün ayrı bir yerde karantinada tutup, sonra hastalıksız ve sağlam olduğu tespit edilenleri kendi sürümüze katmalıyız. Bir çok bulaşıcı hastalığın sonradan alınan hayvanlarla bulaştığı unutulmamalıdır. Ahırımıza gelen hayvanların bireysel özelliklerini takip edebilmek için her birine kulak küpesi takılması, her birine ait verim kayıt defteri tutulması uygun olur. Böylece hayvanlarımızı daha iyi tanırız.



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: Besi performansı
Besi döneminde hayvanların 1 kg canlı ağırlık artışı için ne kadar yem tükettiğinin saptanması ile ölçülür.



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: Bunu nasıl yaparız?
İşletmemizde kantar varsa problem yok. Eğer yoksa o zaman göğüs çevresini ölçerek hayvanların ağırlıklarını tahmin yöntemini kullanabiliriz. Bu yöntem bize az çok hayvanların besi durumları hakkında fikir verecektir.

Besiye aldığımız hayvanları belli periyotlarda örneğin ayda bir ağırlıklarını ölçmeliyiz ki besi tutmayanları boşa beslemeyelim.



Hayvanı beslenmeye başlarken yeme alıştırmak gerekir. Bu amaçla konsantre yemden azar azar artırarak verilmelidir. Canlı ağırlının % 2-2.5 oranında yem yemesi gerekmektedir. Yem miktarları ve yemin ne kadarı kaba ne kadarı ince olacağı besi dönemine göre değişir. Pratik olarak besi başında % 70 kaba %30 kesif yem; daha sonraları %30 kaba, % 70 kesif yem; semirtme döneminde % 10-15 kaba, % 85-90 kesif yem verilmesi gerekir. Yaş pancar posası kullanılıyorsa, canlı ağırlığın %5′ini geçmemelidir.





BESİCİLİK NASIL YAPILIR: KAÇ GÜN BESLENİR

Eğer hayvanlar 120 günden daha az sürede tane yem veya kesif yemle besleniyorsa, buna kısa süreli besi denir.

Besleme süresi 120-220 gün arasında olursa, buna orta süreli besi denir.

Besleme süresi 220 günü geçerse buna da uzun süreli besi denir.
Besiye başlarken ne kadar sürede besi yapacağımızı kararlaştırıp, ona göre besiye başlamalıyız. Besi sonunda süreyi uzatarak kârımızı azaltmamalıyız. Besi süresini en ekonomik zamanda bitirip, besiden beklediğimiz kârı almalıyız.



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: TAM YEMLEME
Sığırın günlük olarak tüketeceği tane veya kesif yem miktarı önemlidir. Tam yemlemede hayvanın her 100 kilo canlı ağırlığı için 1,5-2 kilo tane veya kesif yem verilir. Bu yeme hayvanlar yavaş yavaş alıştırılmalıdır. 10 gün sonra artık günlük yiyebilecekleri kadar bu yemden verilir. Böyle bir beside hayvanın önünde devamlı yem bulunur. Bu uygulamada ilk günlerde yem çok tüketiliyor gibi görünse de, sonradan hayvan ihtiyacı kadar yem tüketir, fazlasını yemez. Bu sayede hayvanlar çabucak et tutar.



Tam yemleme her zaman uygulanmayabilir. Hayvanlarımız kesim çağına geldikleri zaman et fiyatları istenilen seviyede değilse, hayvanların besi durumunu muhafaza etmek için KISITLI YEMLEME yapılır. Hayvanlara, sığır başına 1-3 kilo tane veya kesif yem verilirse buna kısıtlı yemleme denir. Bu yöntem yemlemede gerekirse uygulanabilecek bir metottur.



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: MERADA BESLEME VE SEMİRTME
Hayvanlar kışı kuru ot, saman, yonca gibi kaba yemlerle geçirirler. Bunun yanında tane veya kesif yem de verilir. Meranın geniş ve ot çeşidi bakımından zengin olduğu bölgelerde ilkbahar ve yazın merada otlatma yapılır. Eğer hayvanlar iyi beslenemiyorsa mera besisine ilave olarak kesif yem verilir. Daha sonra 60-90 gün kadar tam yemleme yapılarak, hayvanların semirmesi sağlanır. Böylece son besi durumuna ulaşılmış olur.



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: Merada Beslemenin Faydaları:


* Kesif yem gideri azdır, besi ucuza mal olur.

* Hayvanın gübresi dışarıda kalır, taşıma ve işçilik masrafı olmaz.



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: Merada Beslemenin Sakıncaları:


* Sığırlar daha geç besi alırlar

* Et kalitesi düşük olur (eğer mera ot bakımından zayıf ve kalitesiz ise)

* Yazın sıcak ve sinekten dolayı ağırlık artışı yavaşlar

* Hayvanlar daha geç elden çıkarılabilir.



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: SAPASAĞLAM
Besiye alınacak hayvanlar ilk önce iç ve dış parazitlerden arındırılmalıdır. Hiçbir hastalık taşımamalıdır. Sağlığı yerinde olmayan sığırlar ile yapılacak besi kârlı olmaz. Hayvanların paraziter ve diğer hastalıklarla mücadele ve tedavilerinde mutlaka veteriner hekimlerle işbirliği yapılmalıdır.



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: BESİ SIĞIRLARININ YEMLENMESİ
Besi sığırları ya ferdi (tek tek) ya da topluca (grup olarak) yemlenirler. Günde iki veya üç kez yemleme yapılır. İlk yemleme sabah erken, son yemleme ise karanlık çökmeden önce yapılmalıdır. Üç yemleme yapılacaksa ikincisi öğlen üzeri yapılmalıdır. Yemlemeler devamlı olarak daha önce belirlenmiş ve eşit aralıklı yemleme saatlerinde yapılmalı, bu saatleri değiştirmemelidir.

Sağlıklı ve genç erkek dana ve tosunlar çok hızlı kilo alır. Bunun için yemleri protein ağırlıklı olmalıdır. Besiye alınan hayvanlara verilecek yemin içerisinde hayvanların günlük protein, enerji ve diğer ***** gıda ihtiyaçlarının karşılayacak düzeyde besin maddeleri bulunmalıdır. Bunlar buğday, arpa, mısır, kepek, pamuk tohumu küspesi veya ayçiçeği küspesi, kireç taşı, tuz, vitamin ve mineral karması olabilir. Bu besin maddelerinden hangisi elde bulunuyor ise bir zooteknist ziraat mühendisi veya veteriner hekimin bilgisine müracaat edilerek bunlara göre hayvanın ihtiyacı olan yem yapılır.



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: SİLAJ BESİSİ
Bu beside esas yem mısır silajıdır. Bundan başka çayır silajı, arpa ve fiğ karışımı silajı ve diğer hasıl bitkilerin silajları da kullanılabilir. Silaj besisi oldukça ucuza mal olur.



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: KESİF YEM BESİSİ
Bu yöntem kesif yemin kaba yemden daha ucuz olduğu ve hayvancılık için geniş arazinin olmaması durumunda uygulanmalıdır.

Bütün besi süresince yemlemede hayvanlara 1 kg civarında kuru otun yanı sıra, sadece kesif yem verilir. Besinin ileri dönemlerinde kesif yem miktarının artması, buna karşılık kaba yem miktarının sabit kalması sonucu asidoz türü sindirim bozuklukların ortaya çıkabileceği ve karaciğerin önemli ölçüde zorlanabileceği ihtimaline dikkat etmek gerekir.



BESİCİLİK NASIL YAPILIR: TEMİZ YEM, TEMİZ SU
Besiye alınan sığırlara kokuşmuş, küflenmiş yemler verilmemelidir. İçirilen su da taze ve temiz olmalıdır. Kesif yemlerin çuvallar içerisinde muhafazasında dikkat edilecek önemli nokta, çuvalların dört-beş taneden fazla üst üste konmamasıdır. Zaman zaman yem ve su depolarımızı uygun ilaçlı sularla yıkamalıyız. Yem değişikliği gerektiğinde, değiştirilecek yem, birden değil yavaş yavaş hayvanlar alıştırılarak değiştirilmelidir.





BESİCİLİK NASIL YAPILIR: Besicilik yapmak için gerekli olan şartlar
- Süt hayvancılığı da besi hayvancılığı da karlıdır. Ama süt hayvancılığının ilk yatırım maliyeti ve işletme maliyeti yüksektir. Aşırı ilgi ve bakım ister. Besi hayvancılığında ilk yatırım maliyeti nispeten düşüktür. Ama günlük 1.1 kg CAA ( Canlı Ağırlık Artışı) ortalaması ile 5-8 aylık hayvanları (200-300 kg) yaklaşık 10 ay içerisinede kesime götürebilirsiniz.



- Hayvancılıkta nasıl kar edilebilir. Hayvancılkta yem maliyetlerini minimize edebilirseniz kar edersiniz. Çünkü hayvancılıkta sermaye girdisinin %72'si yemdir. Kendi yeminizi kendiniz üretebiliyorsanız yem maliyetini oldukca düşürürsünüz. Kaba yem olarak, yanca, fiğ, tritikale, sorgum-sudan, mısır sapı, mercimek sapı, malt samanı, mısır silajı, hububat sapı, portakal kabuğu, malt posası, pancar posası, patates kabuğu uygundur.. Kesif yem için ise, dane mısır, arpa en uygun olanlarıdır. Katkı yem maddelerini dışarıdan almak zorundasınız.



- Türkiye'de maliyetlerin yüksek olmasının bir çok sebebi var. En önemlileri Türkiye tarım ve hayvancılığın son 20 yıl içerisindeki gerlemesi, Tarım arazilerinin uygunsuz kullanımı, Modern sulama sistemlerinin kullanılmayışı, Taım politikalarındaki hata ve eksiklikler, hayvancılık endrüstrisine yönelik makina ve teçhizatların, yedek parçalarının, ilaç ve katkı yem maddelerinin dışa bağımlı olması.



- Et fiyatlarının yüksek olduğu söylenemez. Et fiyatları Türkiye'de arz talep tarafından belirlenir. Bu fiyatlara yön veren bir kaç büyük çiftlik vardır. Bu çiftlikler de talebe göre fiyat belirliyorlar.. Bu çiftliklerden en önemlileri Kayseri ve Urfada'dır. Besi hayvanı mevcutları 10,000 üzerindedir. ( Net rakamları bilmiyorum şimdi.) Ayda yaklaşık 1000-1100 hayvanı kesime göndermektedirler. Bu çiftlikler aynı zamanda süt İşletmelerine de sahiptir.



- Ahır hayvancılığı nasıl yapılır. Bu soru bir kaç cümleyle anlatılamayacak kadar uzun bir konudur. Ama kısaca söylemem gerekirse, Sütte ve beside, Açık/Yarı Açık, serbest dolaşımlı ahır sistemi ile yapılır. Bu tip ahırlar hem işletme maliyetlerini azaltıyor hem de hayvan ve sürü sağlığı açısından en uygun sistemdir. Ayrıca hayvanların gelişimi de kapalı sistemlere göre çok çok yüksektir.



Duyduğunuz doğru değildir. 6 ay içerisinde %100 kar etmek mümkün değildir. En iyi şartlarda Yıllık Enflasyon'dan arındırılmış olarak %24-%30 arası kar edebilirsiniz. Ama bu iş uzun süreli bir iştir. Karlılığınız ve işletmenizin değeri her geçen yıl artacaktır.



Kısaca örnek bir maliyet hesabı. Bir hayvan için. Sadece alım satım arası kar hesabı. İşletme maliyetleri ve yatırım maliyeti hariç.



Pazardan 200 kg'lık bir hayvanı kg'ı 5 TL'den aldınız.



Alım maliyeti : 1000 TL.

Günlük yem maliyeti : 2.5 TL

300 Gün beslediniz.. Toplam yem maliyeti: 750 TL

Günde 1.1 kg CAA elde ettiniz. 300 gün sonra hayvanınız : 530-550 kg



Pazarda 1 kg Karkas et fiyatı: 8.80 TL

550 kg'lık bir hayvandan %52 randıman ile alacağınız karkas miktarı : 286 kg



286 * 8.80 = 2.516 TL

Yani, 10 aylık süre içinde 1750 TL'nizi 2.516 TL'ye çıkardınız. (İşletme, bakım ve nakliye giderleri hesaba dahil edilmemiştir)



Karınızı hesaplayın
Not: Yukarıdaki hesap en iyi şartlara göre hesaplanmıştır.. En kötü şartlar için rakamları %20 oranında değiştirin.. Yani giderleri %20 arttırın.